Yavuz Ağıralioğlu, Anahtar Parti’nin 1. Yılında İktidara ve Muhalefete Seslendi: “Millet Unutulduğu İçin Kurulduk
ANKARA – Siyasetçi Yavuz Ağıralioğlu liderliğindeki Anahtar Parti, kuruluşunun birinci yıl dönümünü coşkulu bir kalabalığın katıldığı bir programla kutladı. Ağıralioğlu, programda yaptığı etkili konuşmada partisinin kuruluş felsefesini açıklarken, hem iktidarı eleştirdi hem de Türk siyasetine yeni bir soluk getirme iddialarını vurguladı.
“Bir Parti Daha Ekleme Hevesiyle Değil, Türk Milletinin Olsun Diye Kurulduk”
Konuşmasına, partisinin bir yıllık süreçte “sokak sokak, şehir şehir” dolaşarak milletin gerçek gündemine odaklandığını belirterek başlayan Ağıralioğlu, Anahtar Parti’nin mevcut siyasi partilere bir yenisini ekleme hevesiyle kurulmadığını belirtti. Ağıralioğlu, “Bu parti, 161. parti olarak kurulduğunda ‘bir parti de bizim olsun’ hevesinin değil, Türk milletinin olsun diye kuruldu. Devletimiz, vatanımız, bayrağımız, paramızın itibarı ve dolu bir hazine için kuruldu,” ifadelerini kullandı.
Partisinin, evladına yetemeyen annelerin hüznü, üretenin hakkını alamaması ve ülkeyi terk etmek zorunda kalan gençlerin mahcubiyeti gibi toplumsal sorunlara bir çözüm olma iddiasıyla doğduğunu vurguladı.
İki Lider Figürü Üzerinden Güçlü Mesaj
Ağıralioğlu, konuşmasında sahnenin iki yanına yansıtılan lider fotoğraflarına atıfta bulunarak simgesel bir mesaj verdi. Sağ tarafında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü işaret ederek, “Sağımda bize bir vatan, bir devlet, altında yaşanacak bir bayrak bırakan var,” dedi.
Ardından sol tarafındaki 13. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı işaret ederek, “Solumda ise hedeflerini tutturamadığı için bizi parti kurmak zorunda bırakan Cumhurbaşkanımız var. Omuzlarımıza bir vatan yükü bırakmıştır,” diyerek mevcut iktidarı eleştirdi. Ağıralioğlu, Atatürk’ün ufka koyduğu hedefleri ve mevcut yönetimin omuzlarına bıraktığı yükü kabul ettiklerini söyledi.
“Devlette Devamlılık Esastır”
Konuşmasında devlet geleneğine vurgu yapan Ağıralioğlu, “Nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’dan ne kalmışsa borçları dahil devralmışsa, ben de sizden (mevcut iktidar) ne kalmışsa, kalanı kaldığı gibi, olanı olduğu gibi alacağım,” diyerek devlette devamlılık esasına bağlı kalacaklarını belirtti.
Ağıralioğlu, Anahtar Parti’nin adaletle kalkınmayı, Cumhuriyeti halkla buluşturmayı ve milletin dertlerine deva olmayı hedeflediğini belirterek, partisinin “çözümsüz dertlere derman olmak için kurulmuş son kale” olduğunu iddia etti.
İL BAŞKANI Muzaffer GÜL merkezi yönetim bütçesiyle ilgili paylaşımında, “2026 yılı merkezi yönetim bütçesi, Türkiye ekonomisinin son yıllarda içine sürüklendiği yapısal bozulmanın en somut göstergelerinden biridir. Faiz ödemelerinin bütçe üzerindeki baskısı, gelir-gider dengesizliği ve adaletsiz vergi yapısı, ülkenin üretim kapasitesini ve sosyal refahını tehdit etmektedir.” değerlendirmesini yaparak; “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 17 Ekim 2025 tarihinde sunulan 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Teklifi, hükümetin ekonomik politikalarının yönünü açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre 2026 yılında bütçe giderleri 18 trilyon 929 milyar TL, gelirler ise 16 trilyon 216 milyar TL olarak öngörülmüştür. Yani bütçede yaklaşık 2 trilyon 700 milyar TL’lik açık beklenmektedir. Bu açık, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 3,5’i düzeyindedir. Bu oran, mali disiplinin zayıfladığını, bütçenin sürdürülebilirlik sınırına geldiğini göstermektedir.” ifadesinde bulundu. İL BAŞKANI Muzaffer GÜL uyardı: “Türkiye ekonomisinde faiz ödemeleri artık kronik bir yük haline gelmiştir. 2025 yılında faiz ödemeleri 1 trilyon 950 milyar TL’ye ulaşarak toplam bütçe giderlerinin yüzde 15’ine denk gelmiştir. Yani devlet, her 100 liralık harcamasının 15 lirasını yalnızca faiz ödemelerine ayırmaktadır. Bu tablo, üretimden uzaklaşan, borca dayalı bir ekonomik yapının en açık kanıtıdır.” Bütçedeki gelir dağılımı, toplum kesimleri arasındaki adaletsizliği derinleştirmektedir. Vergi gelirleri içinde gelir vergisi yüzde 79 artarken, kurumlar vergisi artışı sadece yüzde 28’de kalmıştır. Bu durum, yükün büyük ölçüde sabit ve dar gelirli vatandaşların üzerine bindirildiğini göstermektedir. Büyük holdingler ve sermaye grupları, vergi afları ve muafiyetlerle korunurken, ücretliler reel gelir kaybı yaşamaktadır. Bu yapı, sosyal adaletin yanı sıra ekonomik istikrar açısından da büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Muzaffer GÜL: “Dar gelirli yurttaşlardan zengin kesimlere doğru yaşanan refah transferi, yalnızca ekonomik adaletsizlik değil, aynı zamanda toplumsal barış için de riskli bir zemindir. Vergi politikası adalet üretmek yerine ayrışma yaratmaktadır.” Son beş yıla ait bütçe verilerinin, bozulmanın ne kadar hızlı gerçekleştiğini gösterdiğini belirten Muzaffer GÜL, “2020 yılında 176 milyar TL olan bütçe açığı, 2024 yılı itibarıyla 2 trilyon 652 milyar TL’ye yükselmiştir. Yani açık beş yılda yaklaşık 15 kat artmıştır. Bu süreçte faiz giderleri 2023’te 646 milyar TL iken 2025’te 1 trilyon 950 milyar TL’ye ulaşmıştır. Faiz yükü, yatırımları ve kamu hizmetlerini kısıtlayarak ekonominin üretken alanlardan uzaklaşmasına neden olmuştur.” dedi. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nin yüzde 154 oranında artmasının, vatandaşların tasarruflarını üretim yerine faize yönlendirdiğini belirten İL BAŞKANI Muzaffer GÜL, “Reel sektör daralırken, finansal sektör büyümekte; bu durum stagflasyon riskini artırmaktadır. Ekonomideki bu yapı, enflasyonla köpük büyüme yaratmakta; işsizliği derinleştirmektedir.” Açıklamasında bulundu. İL BAŞKANI Muzaffer GÜL: “Türkiye ekonomisi, üretmeyen ama tüketen, istihdam yaratmayan ama faiz ödeyen bir yapıya dönüşmüştür. Bu tablo, yönetilemeyen bir ekonominin işaretidir. Gerekli tedbirler alınmazsa Türkiye yakın gelecekte stagflasyon sarmalına girecektir. Sonuç olarak, bütçedeki faiz yükü, gelir adaletsizliği ve açıkların geometrik olarak büyümesi, Türkiye’nin ekonomik yönetiminde köklü bir paradigma değişikliğinin zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bütçenin toplumsal refahı artırmak yerine yoksulluğu derinleştiren bir araç haline gelmesi kabul edilemez.” İL BAŞKANI Muzaffer GÜL açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bütçe, iktidarların yüz aynasıdır. Yoksullaştıran bütçe, millete vurulmuş bir prangadır. Prangaları çözecek anahtar millettir.”
CHP Bitlis Merkez İlçe Başkanımız Rahmetullah Ak’tan Gündeme Dair Önemli Açıklamalar”
Başkan Rahmetullah Ak: “Bitlis’in Mert İnsanları Değil, İhmalkâr Politikalar Yoruyor” – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bitlis Merkez İlçe Başkanı Rahmetullah Ak, Bitlis’in ekonomik ve sosyal durumuna dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ak, tarım ve hayvancılığın Bitlis halkının temel geçim kaynağı olduğunu vurgulayarak, “Bitlis’in asıl zenginliği topraklarında, emeğinde ve insanının çalışkan ruhundadır,dedi
“BİTLİS, TARİHİ VE DEĞERLERİYLE AYAKTA DURUYOR”
Başkan Ak, Bitlis’in tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını belirterek şunları söyledi: “Bitlis kadim bir şehirdir. Tarih boyunca sayısız uygarlığın izini taşımış, kültürüyle, misafirperverliğiyle Anadolu’nun özünü yansıtan bir kenttir. Ancak bugün bu tarihi şehirde üretimden uzaklaşmış, gençleri göç eden, emeği karşılıksız kalan bir tabloyla karşı karşıyayız.”
“TARIM VE HAYVANCILIK DESTEKLENMELİ”
Bitlis’in ekonomisine ilişkin de konuşan Ak, tarım ve hayvancılığın yanında son yıllarda arıcılığın da önemli bir gelir kaynağı haline geldiğini ifade etti: “Bitlis’in ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Son zamanlarda arıcılık da buna paralel olarak gelişiyor. Ancak üreticilerimiz büyük zorluklar içinde. Mazot, yem, gübre fiyatları üretimi neredeyse imkânsız hale getirdi. Devletin görevi bu insanları üretimden uzaklaştırmak değil, desteklemektir.”
“BİZİ AYAKTA TUTAN BİRLİK VE DAYANIŞMADIR”
Rahmetullah Ak, Bitlis halkının dayanışma ve paylaşma kültürüne dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bitlis’in insanı merttir, çalışkandır, üretmekten yılmaz. Biz CHP olarak bu kadim şehirde sevgiyi, emeği ve adaleti büyütmeye kararlıyız. Bitlis’i sadece geçmişiyle değil, geleceğiyle de güçlü kılmak için mücadelemiz sürecek dedi.
Devletin temsilcisi niteliğinde olan ve görevlerini büyük bir özveriyle yerine getiren tüm muhtarların 19 Ekim Muhtarlar Günü’nü kutlar sağlık, mutluluk ve görevlerinde başarılar dileriz.
News
